Sonunda Chez Michel. Yemeklerimizi seçip yiyoruz. Mütevazı bir esnaf lokantası gibi burası. Camdan yine soğuk geliyor. Selçuk Fransızların bu soğuk işine takılmamasına şaşıyor, biraz da kızıyor. “Üşüyor arkadaş insan!” diye söyleniyor. Yemeklerin çoğunda domuz eti var. Deniz mahsüllerini çok seven benim için sıkıntı yok ama Selçuk’un seçimleri çok daralıyor bu durumda. Ben başlangıç için istiridye seçiyorum, o kaz ciğerli bir şey. Ben ana yemek için balık seçiyorum, o et. Yemekleri ortalama buluyoruz. Daha geleneksel bir mutfak burası. Şaraplarımızı yudumlamak, burada olduğumuz için mutlu olmak yetiyor bize o akşam. Sonra tıpış tıpış otele. Paris gece hayatı nasıl hiç öğrenemedik bunca yıl boyunca.😀