Belli ki ayaklarım beni bir yerlere götürüyor yine. Böyle yalnız zamanlarımda Grands Boulevard’a çıkıp Rue Montmartre’dan aşağı doğru Les Halles’e kadar yürüyorum. Otelimizin olduğu o geniş bulvar geride kalıyor böylece. Le Marais’ye gitmenin daha kısa yolları olsa da her seferinde başıboş ayaklarım beni nehrin kıyısına kadar götürüyor. Fotolara bakınca bacaklarımın doğruca Rivoli Caddesine yöneldiğini görüyorum oysa. Louvre Müzesi yanıbaşımda; atlı polisler geziyor etrafta. Coronanın adı yeni yeni duyulmaya başladıysa da kimse bu virüsün Çin’den kalkıp buralara kadar gelebileceğine gerçekten inanmıyor gibi görünüyor.